Antioksidanlar özel bir görevi olan moleküllerdir: Organizmamızın hücreleri ve dokuları üzerinde zararlı etkiler oluşturabilen oksidasyon fenomenini önler ve yavaşlatırlar. Bizler endojen olarak tanımlanan antioksidanlar üretiriz, ama diyet ve entegrasyon (takviye) ile farklı tipte antioksidan (eksojen antioksidanlar) almamız da mümkündür. Öyleyse, doğru miktarda antioksidan almak için neler yapmalıyız? Aşağıdaki beş tavsiyemizi okuyarak bunu keşfedebilirsiniz.

1. Taze gıdaları seçin

Antioksidanlar özellikle sebzelerde bulunur. Taze sebzeler antioksidan açısından özellikle zengindir. Buna çok genel bir örnek ıspanak olabilir: Her zaman bu sebzeyi pişirecek zamanı bulamasak da, içerdiği değerli moleküllerden yararlanabilmek için güvendiğiniz bir firmanın dondurulmuş şekilde satılan ıspanaklarını ara sıra taze ıspanak yerine alabilirsiniz.

2. Mevsim sebze ve meyvelerini seçin

Mevsim sebzeleri ile meyveleri her zaman en iyi seçimdir. Böyle bir seçimin çevreye olumsuz etkileri azaltmasının yanı sıra, diğer bir yararı da mevsim sebzeleri ile meyvelerinin gerek tat gerek besin değerinin daha yüksek olmasıdır. Bu nedenle, daha fazla antioksidan alabilmek için güvendiğiniz manav veya satıcılara en iyi mevsim sebzeleri ve meyveleri hakkında danışmanızı öneririz. 

3. Sadece sebze ve meyve değil, aynı zamanda “yaşasın çikolata!”

Evet, doğru söylüyoruz! İnanılmaz gibi görünse de, çikolata da önemli miktarda antioksidan içeren bir besindir. Ama en iyi kalite çikolatayı seçmeye ve şu kuralı aklınızda tutmaya dikkat etmelisiniz: Çikolata ne kadar bitter ise, antioksidon polifenol içeriği açısından o kadar zengindir.

4. Gıdaları saklarken ve pişirirken dikkat edilmesi gerekenler

Antioksidan özelliklerini kaybetmemeleri için çiğ ve hemen yenilmesi daha yararlı olan gıdalar vardır. Örnek mi? Sıkma portakal suyu. Portakalın sabah suyunu sıkıp akşama kadar beklemek iyi bir fikir değildir, onu henüz bütün özelliklerini korumakta iken sıktıktan hemen sonra içmek gerekir.

5. Domates yiyin

Akdeniz diyetinde de yer alan domates, domatese rengini veren ve antioksidan nitelikli bir madde olan likopen içerir. Yağlar likopen emilimini artırır, bu nedene domates salçasının zeytinyağı ile birlikte tüketilmesi tek başına tüketilmesine kıyasla emilebilir likopen miktarını yükseltir. Çiğ domatese gelince, şunu unutmayın ki likopen açısından en zengin kısmı kabuğudur… Bu nedene  kabuğunu soymadan yiyin!